2 Aralık 2016 Cuma

 
                              KOÇ EBEVEYN  

Bu yazım www.superergen.com sitesinde yayımlanmıştır.
 
Elbette biz ebeveynlerin en büyük önceliği ve beklentisi, çocuklarının mutluluğudur.
Biri üniversitede diğeri lisede olmak üzere iki erkek evlat sahibi bir ebeveyn olarak, bizim de en temel beklentimiz bu.
Genelde biz ebeveynler, bu temel beklentiye diğer beklentilerimizi de ekler ve bunu yapmanın, anne baba sorumluluğu olduğuna inanırız.
Bu beklentiler, onların kendinden emin şekilde davranmaları, sorumluluklarının farkında olmaları, başarılı sosyal ilişkiler ve arkadaşlıklar geliştirmeleri, kariyerlerine doğru yön vermeleri, iş yaşamında başarıyı yakalamaları gibi uzar gider.
Bu beklentilerimizi doğrudan ya da dolaylı olarak sürekli kendilerine söyler ve bunları gerçekleştirmelerini isteriz.
O kadar çok şey bekleriz ki, sonuç genelde pek çok ebeveyn için düş kırıklığı, gençler içinse, sonu gelmez girişimlerden ve konuşmalardan bıkıp usanma ve kabuğa çekilme olur.
Karşılıklı gerilen sinirler, bozulan ilişkiler, evde yaşanan huzursuzluk, işin cabasıdır.   
Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkacağız?
Ona  gerçekten nasıl faydamız dokunacak?
 
Cevap aslında kolay! 
 
Ona kaliteli zaman ayırarak, dinleyerek, anlamak için sorular sorarak, rehberlik ederek.

Pek çok sorunun cevabını birlikte aramanız, hem ona hem size iyi gelecektir. Böylece doğru rotaya oturacaksınız, inanın!
Kendisini tanıyor mu? Gerçek ihtiyaçlarını biliyor mu? İsteklerinin, gitmek istediği yönün, o yön için neler yapması gerektiğinin  farkında mı? Biz çocuğumuzu gerçekten  tanıyor muyuz?
İşte cevap arayan bir sürü soru! Daha pek çoğu da, gideceğiniz yolu aydınlatmak için sorulmayı bekliyor.
Cevabını bulan sorular, kişisel farkındalığı sağlar.

Koç; doğru soruları sorarak, kişiyi bu yolculuğa çıkartır.
Bu yolculuğun sonunda kişi kendisini daha iyi tanır, hayatına yön veren değerleri anlar. Onlar konusunda vereceği tavizlerin er geç mutsuzluk getireceğini keşfeder.
Kapasitesini fark eder, onu  nasıl ve ne yönde kullanıp geliştirmesi gerektiğini kavrar, gitmek istediği yönü bulur.
Koçluk, bu sürecin kendisidir.
O zaman, biz ebeveynlerin de çocuklarımıza bir koç olarak yaklaşması, koç olmaya doğru evrilmesi gerçek bir çözüm olacaktır.
Dinlemeli, doğru sorular ile onlara bu yolculukta rehberlik etmeliyiz. Böylece onlar bize gelecek, daha da yakınlaşacaklardır.
Onları anlamaya çalışmalı, sorgulamamalı, yargılamamalı, eleştirmemeliyiz. Bu sayede onların arkadaşı, dostu  olabiliriz.
Alacakları kararların pozitif ve negatif sonuçlarını görmelerine sorularımızla ışık tutmalıyız. Bu şekilde doğru olanı bulacaklardır.

Kısacası hepimiz birer "Koç Ebeveyn" olmalıyız.


Sevgiler.

Hasan Duran
 
 

7 Eylül 2016 Çarşamba

          Hayaller ve Amaçlar !

Hayallerinizin gerçekleşmesini ve hayatınızı değiştirmesini mi bekliyorsunuz?
Üzgünüm ki, hayalleriniz gerçekleşmeyecek!      
Ta ki siz onu amacınız haline getirene ve harekete geçene kadar… 
Hayaller ile amaçların karıştığı ve iç içe geçtiği durumlar sıklıkla yaşanır.
Hayal etmek  gerçekten kolay ve bedavadır. Onun için bir bedel ödenmesi gerekmez.
Bir sonuç üretmesi de pek beklenmez aslında.
Hayallerimizi ne zaman bir amaç haline getirir ve aksiyon ile desteklersek işte o zaman vizyonumuz haline dönüştürürüz. Hayalimiz cisme ve kişiliğe bürünür.
 Geleceğimiz olur.
“Hayaller bizi sadece heyecanlandırır, amaçlar ise hayatımızı değiştirebilir.” 
O zaman hayalimizi nasıl amaca dönüştüreceğiz?
Amaçlar aksiyon ister, harekete geçmekle can bulur. Hayaller ise sadece düşüncededir ve orada kalır.

Amaçlar bir plan ister. Belirlenen süre içinde hayata geçmeyi bekler.

 Hayaller ise zamana bağlı değildir. Ömrünüzü, sadece hayalinizi ifade ederek ve ona ulaşmak için hiçbir şey yapmayarak da  geçirebilirsiniz. Karar sizin.

Elbette,amaçların peşinden koşmanın da bir bedeli vardır. Bu bedel size harcadığınız  efor,zaman,para,ter ile ödetilir. Hayaller ise sizden bir bedel ödemenizi beklemez.

Amaçlar sonuç üretir. Bu sonuç sizi ve yaşantınızı değiştirebilir .Hayaller bir sonuç  üretmediği gibi sizi bir süre sonra yorar. Mutsuzluk ve değersizlik aşılar.

Gelin değerlerimize uygun hayallerimiz olsun ve onları önce amacımız sonra da geleceğimiz yapalım.

Hepinize  amaca ve aksiyona dönüştürülecek hayallerle dolu dinamik günler dilerim.            

Soru: Siz,hangi hayallerinizi amaçlarınız haline dönüştüreceksiniz?  

Sevgiler.

Hasan Duran    




        
 
 
 

31 Ağustos 2016 Çarşamba


           DEĞERLERİMİZ ve  BİZ !

Bizi biz yapan sahip olduğumuz değerlerdir. 
 
Değişim ve gelişimimize onlar yön verir.
 
Gelecekte nasıl bir yaşamı arzu ediyorsak onu gerçekleştirme yolculuğumuzda da bize yön gösterecek olan değerlerimizdir.

Hem insanlar hem de organizasyonlar her gün yüzlerce kararlar almak zorunda kalırlar. Alınacak bu kararlar bir ihtiyacın karşılanması amacına yöneliktir.

Bu noktada alacağımız kararların sahip olduğumuz değerlerle örtüşmesi gerçekten çok önem arz eder.

Düşünce ve duygu süzgecimizin değerlendirmesine sunduğumuz kararımızı ya eyleme dönüştürür ya da vazgeçeriz. Bu böylece davranışımıza dönüşür.

Sahip olduğumuz değerler sağlıklı karar alma sürecimizin ilk basamağı olmalarından dolayı hayata karşı bakışımızı, ihtiyaçlarımızı ve ilgilerimizi de yansıtır.

Değerlerimiz zaman ve koşullar altında değişim gösterebilirlerse de sahip olunan temel değerler pek bir değişim göstermezler.

Onların farkında olmak ve onlar doğrultusunda harekete geçmek ruhumuza iyi gelirken, hayat amacımıza ve hedeflerimize de hizmet edecektir.  

Şöyle bir göz atmanız ve üzerlerinde tekrar düşünebilmeniz amacıyla aşağıya örnek bir değerler listesi ekliyorum.

Bu listeye sizin de mutlaka ekleyecekleriniz olacaktır.

Sevgiler.

Hasan Duran

    
 
 DEĞERLER LİSTESİ
 
 
Açık sözlülük
Maddi Rahatlık
Estetik/Güzellik
Saygı (Kendine)
Barış
Sıkı Çalışma
Liderlik
Saygı(Başkalarına)
Samimiyet
Mücadele
Eşsizlik
Yenilik
Adalet
Düzen/Titizlik
Eşitlik
Şefkat
Para Kazanmak
Kendini İfade
Söz/Eylem Uyumu
Evlilik
Aile Mutluluğu
Mükemmellik
Sosyal Gelişim
Sosyal olmak
Açıklık
Espri Anlayışı
Fedakarlık
Bedensel Sağlık
Arkadaşlık
Benlik Saygısı
Ortaklık
Şöhret
Kişisel Görünüm
Netlik
Güç
Bütünlük
Canlılık
Uzmanlık
Yardım Etme
Zenginlik
Bağ Kurma
Bilgelik
Hizmet/Katkı
Yaratıcılık
Başarma
Öne Geçme
Heyecan
İçsel Uyum
Bağımsızlık
Geniş Görüşlük
İyi Görünme
Güvenlik
Öz Denetim
Kalite
Hedeflerini Yüksek Tutma
Zarafet
Doğru Olanı Yapma
Önemseme
İyi Hissetme
Beslenme
Sevgi
Oyun
Öğrenme
Maneviyat
Emniyet
Gerçek
Problem Çözme
Gerçeği Aramak
Tatmin
Özerklik
İyi Olan Yapma
Tasarruf Etme
Neşe
Dürüstlük
Doğa
Tanınma
Gizlilik
Risk Alma Cesareti
Güvenilirlik
Özsaygı
Ruh Sağlığı
Özgürlük
Kendi Yoluyla Yapma
Macera
Kendini Adamak
Başkalarına Yardım
Fırsat
Kişisel Gelişim
Yalnızlık
Doğal Olma
Sosyalleşme
Direnç
Buluşlar
Rekabet
Keyif/Gülme
Romantizm
Örnek Oluşturma
Azim
Özgüven
Sadakat

22 Ağustos 2016 Pazartesi



                                                                       
“Hedef-Motivasyon”  ilişkisi Nedir?

Başarı için hedef – motivasyon  ilişkisini doğru kurmak ve yönetmek gerçekten  çok önemli,hatta kaçınılmaz.
Bu tespiti  bizzat  defalarca kez  gözlemleme ve yaşama fırsatım oldu.
Kendimiz için hedefler belirlememiz gerçekten önemlidir. Ancak bu sayede hayaller elle tutulur gözle görünür bir şekle bürünürler. Böylece onlara dört elle sarılmak ve harekete geçmek mümkün olur.    
Motivasyon seviyesi de diğer önemli bir konudur. Bu seviye sayesinde zihinsel ve fiziksel olarak hazırlanırız.
Eğer yüksek bir motivasyon seviyesi yakalamışsak amacımıza etkin ve daha verimli bir şekilde erişme şansı elde ederiz.
Aksi takdirde hedefe  ulaşmak zorlaşır veya ondan tamamen uzaklaşabiliriz.
Hedef belirlerken hedefi  iyice değerlendirmek ve belirlenen hedefin motivasyonu ne yönde, nasıl etkilediğini de iyi tartmanız gerekir.

Bir hedefin olmaması nasıl insanı düşük  motivasyon seviyelerine indirirse doğru olmayan hedefler de üzerimizde aynı etkiyi yapacaktır.
İyi tanımlanmış, spesifik, gerçekçi ve erişilebilmesi mümkün olabilecek hedeflere odaklanmak önemlidir. Ayrıca hedefi gerçekleştirmek için somut bir süre belirlemeli ve bu süreye uymaya gayret göstermeliyiz.
Belirli zaman hedefi koymak motivasyonumuzu pozitif yönde etkileyip bizi diri tutar.
Hepinize yüksek motivasyonla desteklenen hedefler ve onları  gerçekleştirmenin mutluluğuyla dolu günler dilerim.
Sevgiyle kalın.
Hasan Duran 

 

14 Ağustos 2016 Pazar

 

          10 adımda verimli bir GÜN!
Genelde pek çoğumuz zamanın  yetmediğinden  şikayet  ederiz. Bu şikayeti  bazen  “Gün keşke 25 saat olsa…” şeklinde dillendirdiğimiz de olur.
Böylece işlerimizin bir türlü vaktinde  bitmemesinin en  önemli suçlusu haline gelir zaman...
Mutlaka  yapılması gereken işler çok fazladır, yoğundur.
Ayrıca işlerin azalması da pek mümkün olmaz genelde. O zaman ne yapacağız, zaman da artmayacağına göre?  
Yanıtınızın, zamanı verimli kullanacağız olduğundan eminim.
Haklısınız, verimliğimiz artarsa başka şeylere de yetecek vaktimiz olur belki.
Ne bileyim, belki de kitaplar onları saran şefkatli ellerinizle daha sık kucaklaşma şansını elde ederler.
Peki  bu nasıl olacak?
Aşağıya bir 10 madde sıraladım.
Hadi okuyalım ve mutlaka uygulayalım!
1. Listeni  hazırla!
Her şey iyi hazırlanmış iyi bir liste ile başlar. Bir sonraki günde yapacağın işlerini tek tek listene eklemeyi sakın unutma!
2. En sıkıntılı olandan başla!
Size en sıkıntı veren işi ilk olarak tamamlamaya öncelik verin. Tüm gününüz onun yarattığı stres ile geçmekten kurtulur. Böylece diğer işlerinize daha rahat odaklanabilirsiniz.
3. Üstünü çiz gitsin!
Listenizden bitirdiğiniz her işin üstünü çizin. Bu keyifli anın tadını çıkarın. İnanın kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
4. İşine keyif ekle!
İşinizi keyif alarak yapmak için ona yapmaktan hoşlandığınız şeyler eklemeyi ihmal etmeyin. Bu sevdiğiniz bir yerde bir şeyler içmek, öğlen yemeğini farklı bir yerde yemek, iş yaparken müzik dinlemek neden olmasın. Hayat geçiyor iş onun sadece bir parçası.
5. Verimli zamanı doğru kullan!
Gün içinde en verimli olduğunuz zaman aralığını en iyi siz bilirsiniz. Bu bölümü en fazla yoğunlaşmanız, dikkat vermeniz  gereken  konulara, işlere ayırın. Böylece ortaya çıkacak iş sonuçlarınızdan ayrıca memnun olabilirsiniz.
6. Pareto prensibi (80/20)
Bu kuralı lehinize işletin. Harcayacağınız %20 eforla, iş sonuçlarınızın %80’ini getiren iş konularına (müşteri, proje vb.) özellikle daha fazla zaman ayırmayı ihmal etmeyin.
7. Gruplandır!
E-mail ve telefon trafiğinizi mümkün olduğunca bir araya toplayıp halletmeye çalışın. Gün içine koyacağınız  3-4 zaman aralığı bu ihtiyacınızı karşılayabilir. Böylece gün içinde sürekli bölünmemiş olursunuz. Ayrıca bu aralık sürelerine sadık kalırsanız daha verimli görüşmelerde yapabilirsiniz.
8. Dağılma!
Bir zaman aralığında tek konuya odaklanın. Aynı anda pek çok işi yapmaya çalışmak sizi yoracak, dikkatinizi dağıtacak ve iş tatmininizi negatif yönde etkileyecektir. 
9. Gününü yorumla!
a. Gün içindeki en verimli zamanlarınızı, boşa geçen anları tekrar zihninizde canlandırın. Doğru veya yanlış olanların farkına varın. Doğruları yarında uygulamaya devam ederken, diğerlerini çöpe atın.
b. Yaptığınız işleri tekrar zihninizde canlandırın. “Daha verimli olarak yapılabilir miydi?”  sorusunu kendinize sorun ve düzeltilecek noktalar varsa not edip, kendinizi geliştirmek adına sonraki seferde uygulayın.
10. Tekrar listele!
a. Gün içinde bitmemiş işleri bir sonraki günün listesine eklemeyi unutmayın.
b. Sonraki günün listesini hazırlamayı da ihmal etmeyin!
 
Sevgilerimle.
Hasan Duran